Hisse Senedi Yatırımı Yaparken
Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Noktalar...!!
Hisse senedi borsalarını, yatırımcı için cazip kılan, hisse senetlerinin, beklenmedik hızla değer kazanması ve kısa zamanda büyük karlar oluşturabilmesidir.
Ancak; yatırımcının çoğu zaman göz ardı ettiği, hisse senedi piyasasında kazancın, alım kararının verilmesinden, satış kararının verilmesine kadar geçen bir süreçte, meydana gelmesidir. Dolayısıyla, yatırımcıya öncelikle (uzman birine danışması) önerilir. Ancak, yatırımcının kendisini değerlendirmesi, çok zaman hisse senedini değerlendirmekten daha önemlidir. Buna göre;
a- Risk üstlenebilme derecesi;
Çünkü, hisse senedi alırken, belli bir riske giriliyor. Hisse senedi, sahip olduğu kaliteden bağımsız olarak, belli bir riske sahiptir. O bakımdan, belli, kesin bir seviyesi olmayan riskin, yatırımcı tarafından, hangi seviyeye kadar, kabul edilebilirliği önemlidir.
b- Kişilik;
Her bir yatırımcı farklıdır. Biri için kısa olarak kabul gören vade, bir başkası için uzun olabilir. Uygun bir vade belirlemek gerekir. Ayrıca, tüm hafta yoğun bir iş ortamında çalışılıyorsa, yani yatırımcının borsaya ayırabilecek vakti yok, ya da sınırlı ise, gün içi fiyat hareketlerinden yararlanma düşüncesinden, uzak durması gerekir. Ne var ki, yatırımcının pörtföyünü başka birine yönettirme düşüncesi ise çok zaman faydadan ziyade zarar getirir.
c- Tecrübe seviyesi;
Yatırımcı kendini tecrübeli olarak tanımlamıyorsa, piyasada hırsların ve
heyecanların arttığı dönemde, yatırım yapmamalıdır. Fiyat hareketlerinin, baş
döndürücü hıza ulaştığı dönemde, fiyatların ne kadar daha ilerleyeceğini tahmin
etmek, güçtür. Dolayısıyla, kalıcı mı, geçici mi olduğu tahmin edilemeyen
piyasaya girmek, tehlikelidir. Ne var ki, bu dönemlerde, borsaya çok sayıda
yeni yatırımcı girer, öte yandan bir kesim yatırımcı ise satış yapar ya da
çıkar. Bu bazı yatırımcılar tarafından, (herkes
satarken almak, ya da herkes alırken satmak) olarak tanımlan- maktadır.
Bu dönemlerde borsaya giren çok sayıda yatırımcının zarar, bir kısım
yatırımcının da, büyük kazançlar elde etmesi kaçınılmazdır. Yani,(bizim borsa bir yatırımcı şehitliğidir)
.
d-Zaman; Araştırma ve incelemeye ayırabilecek zaman yok, ya da kısıtlı, yatırım yapılması düşünülen sektör veya hisse senedi ile ilgili, kuşku varsa ve tatmin olacak bilgiye ulaşmak için, zaman da yoksa, duyumlarla yatırım yapmak yerine, hakkında kolayca bilgi edinebilecek, derinliği olan ve satış kabiliyeti yüksek (Ulusal 30 endekse dahil vb.) lokomotif hisseler tercih edilmelidir.
e- Yatırımcı Egosu;
Hisse senedi yatırımı yapmakla, ne riskten kaçınma, ne de acı ve hayal kırıklığından kaçınma özgürlüğü olmadığına göre, önemli olan; üstlenilen riskin,sizin üzerinizde meydana getirdiği etkidir. Rahatsız eden bir pozisyonu kapatmakta tereddüt edilmemelidir. Zararın neresinden dönülürse kardır.
f-Beklentiler ve Gerçekler;
Unutulmamalı ki; borsada, beklentiler alınır, gerçekler satılır. Buna göre, ekonomik, siyasi, sosyal vb. alanlarda, işler iyi yolda ise, beklentiler iyi, tersi durumda ise kötüdür. Böyle olunca, hisseleri borsada alınıp-satılan şirketin faaliyetinden kısmen/hatta tamamen bağımsız şekilde, fiyat artıp ya da düşebilmektedir. Fransa’da at yarışları üzerine yapılan bir araştırma, yeni bahisçilerin, eskilere göre, daha yüksek tahmin yüzdesine ulaştığını gösteriyor. Nedeni gayet açık; basit düşünme ve kontrol. Fazla bilginin doğurduğu karmaşa ve artan bağımlılık nedeniyle, basit düşünme yeteneği kayboluyor. Böyle olunca, zamanlarının ve beyinlerinin büyük kısmını borsaya ayıranların kayıpları, daha fazla oluyor .
g- Son bir not;
BIST'nin faaliyete geçtiği 1986’dan bu yana, borsada gözlemlediğimiz, yatırımcı
davranışı ile ilgili bir gerçeği, belirtmekte fayda var. Çoğu yatırımcı için,
borsa salonlarında, kulaktan kulağa fısıldananlar, tv, gazete ve dergi
haberleri, telefon görüşmeleri, insider (içerden öğrenme) ve spekülatörlerin
izlenmesi, temel ve teknik analizlerden daha fazla ilgi görmekte ve önem
taşımaktadır. Sürü psikolojisini yansıtan bu durumda, borsa kurtlarına gün
doğmaktadır. Bu noktada, ABD başkanlarından John F.Kennedy’nin babasına ait bir
anıya değinmekte fayda var. 1920’lerde Wall Street’in büyük yatırımcılarından
biri olan baba Kennedy bizdeki Sermaye Piyasası’na benzer bir kurum olan
Securities and Exchange Commission’un başkanı olur. İşe giderken ayakkabılarını
boyatan baba Kennedy, birgün boyacının “görüyor musun bey, borsa çok para
kazandırıyor son aylarda” sözleri ile karşılaşır. Bunun üzerine hemen orada
kararını verir; “boyacı bile borsada para kazanıldığının farkına varmışsa,
artık borsadan para kazanılmaz”deyip o gün elindeki tüm hisse senetlerini
satar. Bir hafta sonra da meşhur 1929 Krizi çıkar. Borsa alt üst olur. Bu
sayede baba Kennedy tüm servetini korur . Unutulmamalı ki, ekonomide ve şirket faaliyetlerinde
çok radikal bir yükseliş ve değişiklik olmadığı halde, borsada yaşanan hızlı ve
radikal çıkışlara (dolduruşa gelmemek)
kapılmamak gerekir...!!! (Alıntıdır..) Herkese saygılar,muhabbetler..
Firma Nasıl Olmalı..?!
Karlılık sürekli olmalı..ve artış eğilimi olmalı..Çok önemlidir..çok....!!
Borçlar az olmalı..Firmanın aynasıdır..! Mühimdir..
Borç olabilir ama..Ödenebilir olmalıdır..
Karı olmayan firma,borçlarını nasıl ödeyebilir..??!
Küçük ortaklarından dilenmekle mi...!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder