Salı, Mart 26, 2019

KUYUMCULAR ALTINI NASIL HESAPLAR


Altın alırken ürününüzün sertifikalı ürün olmasına dikkat ediniz.
Altın para basımında ve mücevhercilikte kullanılan altın alaşımlarının ayarlarının ülkeden ülkeye değişim gösterdiği bilinir. Genel olarak altın ayarları hakkında bilgi vermek gerekirse, herhangi bir alaşımdaki altın saflığı karat olarak ifade edilir.
Altın 24 ayar denilen saf hali 0.990 yada 0.995 olarak belirtilir ve içindeki diğer maden oranı sıfıra yakındır. Altında tam değer 1 tam kabul edildiğine göre .990 yada .995 safa en yakın değerdir. 24 ayar olarak isimlendirilir. Buna has altında denir ve kuyumcukta kullanılamayacak kadar yumuşaktır.
14 ayar ne demektir? 14 ayar demek, 24 ayar altının 14/24 oranıdır. 14/24 = 0,585 milyeme denk gelir. Yani içindeki altın oranı yarıya yakındır. İçeriğinde bakır gümüş nikel gibi diğer madenler yarıya yakın bulunur.
14 ayar altınlarda 14k veya .585 damgası vardır. yüzük küpe bileziklerde dikkatlice bakarsanız bu 14k damgasını veya 585 damgasını görebilirsiniz.
18 ayar ne demektir? 18 ayar demek, 24 ayar altının 18/24 oranıdır. 18/24 = 0,750 milyeme denk gelir. Yani içindeki altın oranı 3/4 tür. İçeriğinde bakır gümüş nikel gibi diğer madenler 1/4 oranında bulunur.
18 ayar altınlarda 18k veya .750 damgası vardır. yüzük küpe bileziklerde dikkatlice bakarsanız bu 18k damgasını veya 750 damgasını görebilirsiniz.
22 ayar ne demektir? 22 ayar demek, 24 ayar altının 22/24 oranıdır. 22/24 = 0,916 milyeme denk gelir. Yani içindeki altın oranı safa yakındır. İçeriğinde bakır gümüş nikel gibi diğer madenler çok az bulunur. Safa en yakın altın 22 ayar altındır.
22 ayar altınlarda 22k veya .916 damgası vardır. yüzük küpe bileziklerde dikkatlice bakarsanız bu 22k damgasını veya 916 damgasını görebilirsiniz.
Altın beyaz, kırmızı, sarı renk gibi çeşitli renklerde satılabilir. Altın bakır ile karıştırıldıysa kırmızı altın gümüş ile karıştırıldıysa sarı altın, Nikel veya Platin gibi metaller içeriyorsa beyaz renk altın adı verilir.
 KUYUMCULAR ALTINI NASIL HESAPLAR
Önce altının ayarını tespit ederler. Bunun için altın suyu ve bir taş kullanılır.
Örneğin bileziğiniz 18 ayarsa, 18/24 = 0.750 oranında saf altın var demektir. Bileziğiniz tartılır 10 gram geldiyse bunun 10×0.750 = 7.5 gramı saf altındır. Gram altın fiyatı 150 tl olsun. 150 x 7.5 = 1125 TL eder. Yani kuyumcular altını sizden alırken (küpe, yüzük, kolye) işçilik vs hesaplamaz, sadece içindeki saf altının parasını size verir.
Buna  karşılık kuyumcular altın satarken, saf altının fiyatı üzerine birde kolye, küpe, yüzük neyse, bunun işçilik maliyetini de eklerler. Genelde milyem olarak işçilik belirtilir. Yüzüğün işçilik maliyeti örneğin gram başına 0,570 milyem ise. o kadar gram altın fiyatı kadar işçilik alınır. 3 gram yüzük için 3×0,570 milyem =1,71 gram altın parası, oda eşittir = 1,71 x 150 tl(gram altın) = 256,5 TL işçilik maliyeti alınır.
Kuyumcu kendi karını da ekleyerek size yüzüğü satar. Yani : saf altın gram fiyatı + işçilik gram maliyeti + kuyumcu karı = altın yüzük fiyatı
işlenmiş altın KDV’ye tabiidir.
 ALTIN AYARLARI VE IÇINDEKI SAF ALTIN YÜZDELERI




En Çok Kazandıran Altın Türleri Nelerdir


Altının kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olması nedeniyle Türk halkı altın yatırımına oldukça sıcak bakabilmektedir. Peki, kimler altın yatırımı yapabilir? Yatırım yapmak isteyenler hangi altın türünü kullanmalıdır?
Türk halkının borsaya karşı tedirgin duruşu nedeniyle yatırım yapabilmek adına öncelikli olarak akıllara altın gelmektedir. Yatırım için farklı döviz kurları ciddi bir piyasa bilgisi gerektirdiğinden kişiler bu alanda yatırım yapmakta zorluk çekebilmektedir. Ancak yatırım için herkesin en başvurduğu yöntemler arasında altın yer almaktadır. ‘’Altına kimlerin yatırım yapabildiği ve yatırım için hangi altın türünün kullanılması gerektiği’’ sorularına ilişkin tüm yanıtlara şimdi haberimizden ulaşabilirsiniz.
Çeyrek, Tam, Yarım. Nedir Bu Altın? Doğru bir yatırım aracı mıdır? Altın yatırımında nelere dikkat edilmesi gerekir?
Metaller arasında altın yüzyıllardır insanlığın tercihi olmuş. Demir paslanıyor, bakır yeşeriyor, gümüş kararıyor. Bakır dışında, grimsi renkte olmayan tek metal altın. Işıltısı nedeniyle altının hep büyüleyici, mistik bir tarafı olduğuna inanılmış. Yunan mitolojisindeki ‘altın post’, zenginliği ve iktidarı temsil edermiş.
Gelinin Amcasından 15 Bilezik
Neredeyse tüm medeniyetler altını sevmiş. Eski Mısır, güneşe benzerliğinden dolayı altını tanrı olarak kabul etmiş. İnka medeniyeti altına, ‘Güneşin Teri’ demiş. Altını işleyen ve en büyük altın madeni rezervine sahip ilk medeniyet de İnka medeniyeti. Aztek dilinde ise altın Teocuitlatl yani ‘Tanrıların Kakası’ anlamına geliyor. Bizim toplumumuzda da altının yeri ayrı. Hele düğünlerimizde; “Gelinin amcasından geline 15 altın bilezik, damadın annesinden 5 burma, bir beşi bir yerde, gelinin görümcesinden altın kemer” gibi sözlere aşinayız. Altın biriktirmek ya da saklamak da bizde bir gelenek olmuş. Altın kadının en büyük güvencesi ama belki de güvence birikimlerimizi başka türlü yapmanın vakti geldi.
Fiziki olarak altın almayı hedefleyenler öncelikle amacını belirlemelidir. Altın yatırım için mi? Hediyelik mi? Hem takı hem yatırım için mi? Küçük yatırımlar için mi alınacak? Öncelikle bu sorulara yanıt aramak gerekecektir.
Altına yatırım yapmak isteyen kişilerin bu konuda merak ettikleri bir diğer husus da, yatırım yapacağı altının hangi türden olması gerektiği noktasındadır. Her kişi doğal olarak yatırım yaparken kendisine en çok verim sağlayacak ve fayda getirecek yöntemi bilmek ve bu doğrultuda yatırım yapmak istemektedir.
Bu nedenle altına yatırım yapmak isteyen kişiler, yatırım için tercih edilmesi gereken en iyi altın türü olan gram altına yönelmelidir. Elbette ki altın türleri arasında cumhuriyet altını ya çeyrek altın gibi türler de farklı alternatifler arasında değerlendirilebilir, ancak gram altın tüm bu altın türleri arasında kişiye yatırım için en çok faydayı sağlayacak bir türdür.
Çeyrek altının tercih edilme sebepleri ise, küçük miktarlar ile yatırım yapmaya uygun olması, aynı zamanda küçük ihtiyaç durumlarında bir veya birkaç tanesini bozdurarak ihtiyaçların karşılanmasına olanak tanıması söylenebilir. Aynı zamanda çeyrek altın fiyatı uygun olması sebebiyle hediyelik altın olarak en çok tercih edilen tür diyebiliriz. Genel olarak cumhuriyet altını ile birlikte en çok alışveriş sirkülasyonu olan altın diyebiliriz. Bunun sebebi ise, gram altın yatırımları piyasaya son dönemlerde öne sürülmesidir ve herkesin bu yatırım tütünden haberdar olmamasıdır. Çeyrek altının katları da mevcuttur. Yarım altın, Tam altın, 2,5 luk (Gremse), 5 i 1 yerdeler. Bunlarda çeyrek altın ile aynı özellikleri taşımaktadır. Tek farkları çeyrek altının 2,4,10 ve 20 katı ücret ve ağırlığında olmalarıdır.
Gram altının neden yatırım için tercih edilmesi gereken altın türü olduğunu açıklamak gerekirse, alış ve satış arasındaki fiyat farkının en az olduğudur. Yani konuyu daha detaylı bir şekilde incelemek gerekirse herhangi bir altın türündeki işçiliğin az olması durumunda alış ve satış arasındaki fiyat farkı giderek azalmaktadır. Gram altın da en az işçilik gerektiren bir altın türü olması nedeniyle alış ve satış arasındaki fiyat farkı diğer altın türlerine göre en az olmaktadır. Ayrıca gram altın işlenmemiş has altın olduğu iiçin KDV”den muaftır.
Yatırım için ilk olarak gram altının kullanılması gerektiği dışında, önem sırasına göre cumhuriyet altını ya da hem takı hem yatırım için düz bileziklere yatırım yapılması önerilmektedir. En iyi örneği 22 ayar bileziklerdir diyebiliriz. Düz, geniş bombe, burma bileziklerin hepsi bu sınıfın içerisindedir. Fakat 22 ayar bilezik ve takı yatırımlarının bir dezavantajı vardır. Bu dezavantaj alış satış arasındaki farkın yüksek olmasıdır. Bu da kâr konumuna geçiş sürecinin daha uzun sürmesine sebep olmaktadır. Yatırım düşüncesi olanların ilk olarak diğer önerilen altın türlerini tercih etmesi faydalı olacaktır.
Altın yatırımı toplumumuz tarafından bu zamana kadar çok tercih edilir bir yöntem olmuştur. Altının, değeri ve zenginlik göstergesi olması da ayrıca kendine çeken bir özelliktir. Altının diğer bir önemi ise, dönem dönem ekonomiyi düzenlemek için kullanılması ve ticaretin yayılmasına ön ayak olmasıdır. Bunu görmek için de Bretton Woods Konferansı’nın düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi incelemeniz yeterli olacaktır.
Altın yatırımlarını fiziki olarak kuyumculardan yapabileceğimiz gibi bankalarda, borsada ve forex piyasasında da yapabiliriz. Hatta günümüz koşullarında, diğer piyasalarda yapmak kuyumculara göre daha karlı yatırımlar olmaktadır. Bunun en büyük nedeni ise internet üzerinden serbest piyasa koşullarında oluşan fiyatlardan yapabilmenizdir. Diğer bir nedeni ise saklama koşullarının farklı olmasıdır. Kuyumculardan yaptığınız altın ticaretinde saklama ve güvenlik önlemlerini almak sizin elinizdeydi. Buralarda yapacağınız yatırımlar ise kurumlar tarafından güvenlik önlemleri alınır ve sizin açınızdan kesinlikle sıkıntı doğurmaz.
Altın, bir yatırım aracı olarak kullanılmaya başlandığından bu yana risksiz kazanç sağlaması yönü ile tercih edilmektedir. Geleneksel yatırım yöntemleri arasında sayılabileceği gibi günümüz online ortamına taşınan şekilleri ile de saymak gayet tabi mümkündür. Altın yatırım şekillerine bir göz atıldığında tüm yolların kar sağladığını fakat illa ki bazı yöntemlerin diğerlerine göre çok daha tercih edilebilir olduğunu da görmek mümkündür.

Eski Moda Altın Yatırımları Nelerdir?

Altın modası geçmiş yüzyıllardan bu yana varlığını sürdürmektedir. Bu bağlamda; düğünler de takılan altınlar, sünnet düğünlerinin vazgeçilmez hediyesi olarak belirlenmişti. Amaç; düşün sahibinin bir nebze de olsa ihtiyaçlarına ve borçlarına yardım sağlamaktı. Aslında her dönem de altın bir yatırım aracı olarak görülmeye devam etti. Bir dönem modası olan yastık altı saklamaları sebebi ile genel anlamda kadınların kar ettiğini de bilmek gerekir. Şimdilerde altın piyasası, emtia borsası içerisinde dahi yer alıyor. Bu da hem borsada hem de çeşitli online ortamlarda karşımıza çıkan altın yatırımlarının var olduğunu gösteriyor.
Eskiden alınan altınların karar mekanizması yalnızca yatırımcı olurdu. Bu bağlamda; herhangi ama güvenilir olan bir kuyumcudan altın alınır ve ardından da altın piyasasının en yüksek seyrettiği bir anda tekrar güvenilir ve tam olarak karşılığını veren bir kuyumcuya altın satılırdı. Bu anda; altının getirisi yalnızca alımı ile satımı arasındaki fark kadar olurdu. Şimdiler de ise altın piyasasının online ortamda yer alması ve internet bankacılığına dahi yerleştirilmesi olması, aradaki farkın yanı sıra çok daha fazla kazançları da beraberinde getiriyor.

İŞTE KİLİT SORU: ALTIN AMA HANGİ ALTIN? GRAM MI, CUMHURİYET Mİ YOKSA KÜLÇE Mİ?
Altın Piyasası Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk’e göre son zamanlarda gram altında ön planda. Fakat külçenin gram altına dönüştürülmesinde oluşan maliyetler de fiyata yükleniyor. 1 kilonun üzerinde alım-satım yapılacaksa külçe altın öneriliyor. Burada alım-satım farkı gramdan daha da düşük olduğu bilinmeli. 

EN İYİSİ GRAM ALTIN
Burada asıl önemli konu hangi altına yatırım yapmalıyız? Yatırım amaçlı kullanılacak en iyi altın türü gram altındır. Bir çok yatırımcı bu konuda yanlış ya da eksik bilgilere sahip. Yatırımcılar genellikle Cumhuriyet altınını ve çeyrek altını tercih etmektedir. Bu altın türleri de yatırım altınlarıdır. Ancak yatırım için ilk aşamada gram altın tercih edilmelidir. Peki neden gram altın tercih edilmelidir? Altın yatırımı yaparken dikkat edilecek en önemli unsurlardan birisi alış ve satış fiyatı arasındaki fiyat farkıdır. Fiyat farkı ne kadar az ise o oranda isabetli bir yatırım yapılmış olur. Alış satış arasındaki bu farkı belirleyen temel unsur ise işçiliktir. Altın türündeki işçilik ne kadar az ise alış satıştaki fiyat farkı da o kadar az olacaktır. Gram altın işçiliği en az olan altın çeşididir ve dolayısıyla da alış satıştaki fiyat farkı diğer altın türlerine göre daha düşük seviyededir. Gram altınların satışı kuyumcularda 1, 2.5, 5, 10 ve 20 gramlık olarak yapılmaktadır. Yatırım altınları ile ilgili bir tercih sıralaması yapmak gerekirse gram altın, Cumhuriyet altını ve işçiliği az olan düz bilezikler gibi bir sıralama yapmak doğru olacaktır.

Cumartesi, Mart 23, 2019

Bireysel Yatırımcıların Temel Yatırım Yanılgıları

Yatırım dünyasına adım atar atmaz, ağzı sütten yanan çok kişi vardır. Bu durumdaki kişilerin hikayeleri de, dilden dile anlatılır. Bu nedenle, bazı yatırım araçlarını kimse sevmez; öcü olarak görür.


Finansal piyasalar temelde risklerle doludur. Ancak bir o kadar da kazanç fırsatları vardır. Finansal piyasalara girerken, denize girmek üzere sahip olduğunuz kadar donanım sahibi değilseniz, boğulma riski gibi tüm yatırımlarınızı kaybetme riski ile karşı karşıyasınız demektir. Evet, finansal piyasalarda işlem yapmak denize girmeye benzer.


Türkiye'de 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bireysel yatırımcılar en çok hisse senedine küsmüş durumdadırlar. Bu araştırma, şu andaki hisse senedi yatırımcısı sayısı, aktif işlem yapanlar ve bir hesap açtığı halde hesabında yok denecek kadar hisse senedi bulunanlar sayısına bakıldığında da aynı sonuçları vermektedir. Evet ama bunun temel gerekçeleri nelerdir? Yine aynı araştırma şöyle söylüyor: Hisse senedi piyasasına küsenler, temelde üniversite son sınıfta veya iş hayatının ilk yıllarında yatırım yapan kişilerdir. Öte yandan, Türkiye'de yerli bireysel yatırımcıların ortalama yatırım vadesi bir ayın altındadır. Oysa hisse senedi orta ve uzun vadeli bir yatırım aracıdır. Yani hisse senedi aldığınızda onu 2 yıl, 5 yıl, 10 yıl gibi unutmalı, hatta gelecek nesillere miras bırakmak üzere almalısınız. Bu veriler ve araştırma sonuçlarını mesleki tecrübelerimizle birleştirdiğimizde, piyasaya küsen bireysel yatırımcıların bir heyecana kapılıp, bir arkadışına inanıp, bir TV veya gazete haberine bakıp yeterli tecrübe sahibi olmadan ve araştırma yapmadan aslında özü itibarıyla riskli bir yatırım aracı olan hisse senedine yatırım yaptıklarını görüyoruz. İşte bu gerçekler, aynı zamanda bireysel yatırımcıların neden hisse senedi piyasasına küstüğünü açıklıyor.

Borsalarda işlem gören hisse senetleri yatırımcıları dışında, hisseyi çıkarıp satanın kim olduğu bilinmediği halde, borsa dışında hisse senedi yatırımı yapanlar ya da "tabela şirketleri"ne parasını bağlayarak yatırım yaptığını zannedenler de geçmişte Türkiye'de en çok mağdur olan bireysel yatırımcı kesimidir.

Son dönemde ise, aşırı kazanç hırsı ile içeriği belli olmayan ve internet siteleri üzerinden "oynatılan" bazı yatırım aracı görünümlü işlemlere paralarını "kaptıran" kişilerin sayısının arttığını görüyoruz. İşin kötüsü, bu tür işlemlerde ne bir Türk otoritesi ne de bir Türk kanunu uygulanabiliyor. Kaptırılan para bir daha da geri gelmiyor.

Bireysel yatırımcıların, yatırım yapma ve bir ek gelir elde etme temel ihtiyacını ve niyetini kötüye kullanmaya yönelik sahtekarlıklar, dünyada her ülkede görülebilecek ve Türkiye'ye özgü olmayan durumlardır. Paranın ve insanın olduğu her yerde, sahtekarlık riski vardır. Hatta ilginç olan; aldatma yöntemlerinin evrensel olmasıdır: Aynı yöntemleri, farklı ülkelerde farklı aktörler uygular. Aynı okuldan mezun olmuşlar gibi!

Aldatma yöntemleri aynı olunca, sahtekarlıklardan korunma yöntemleri de benzer olur. Bu nedenle, bireysel yatırımcıların en çok düştükleri hataları sıralarken, temel korunma yöntemlerini de ortaya koyabiliriz:

1) Piyasalar veya finansal araçların hepsi şu veya bu ölçüde risk içerir. Bu nedenle, içeriğini bilmediğiniz, mahiyetini anlamadığınız yatırım araçlarına gözü kapalı yatırım yapmaktan kaçınınız. Size yaklaşanlar en çok, aşırı para kazanma damarınızı kullanmak isterler. Bu nedenle, size yüksek kazanç sözü verirken risk olmadığından bahsederler. Bu dünyada, risksiz bir yatırım yoktur. Risk az ise getiri de muhtemelen azdır. Eğer beklenen getiri yüksek ise, o zaman risk az veya hiç risk yok diyen kişi çok büyük olasılıkla sizi kandırmaya çalışıyordur.

2) İstemediğiniz halde size ulaşan tanımadığınız kişilerin cazip gibi görünen yatırım tekliflerini iki değil on defa kontrolden geçirmek gerekir. Bu durumda, size bu amaçla yaklaşan kişinin çalıştığı kuruluşun telefonunu, adresini, hangi yasal otoritenin (SPK, BDDK, Hazine Müsteşarlığı, Bakanlık v.d.) izni ile çalıştığını sorunuz. İkinci aşamada, hem aldığınız kişi ve finansal kuruluş bilgilerini hem de yatırım imkanı olarak bahsedilenleri kontrol ediniz. Kontrol için; SPK (http://www.spk.gov.tr/) ve BDDK'nın (http://www.bddk.org.tr/) internet sitelerini kullanabilirsiniz. İnternet siteleri yeterli olmazsa, bu defa telefon veya yazılı dilekçe ile bu kurumlardan bilgi alabilirsiniz. Size yaklaşan kişinin çalıştığı kurumun internet sitesini kontrol etmekle birlikte sadece bu sitedeki bilgilerle yetinmeyiniz. Bir başka yöntem, size yaklaşan kişiyi internette arama motorları (örneğin Google) ile araştırabilir, haklarında ne tür bilgiler yer aldığını öğrenmeye çalışabilirsiniz. Size yaklaşan kişi hakkında yeterli bilgiye ulaşamıyor ve bu kişi ve ilgili olduğunu ifade ettiği finansal kuruluş SPK, BDDK gibi internet sitelerinde yasal faaliyet gösteren kuruluşlar listesinde yer almıyorsa, bu durum paranızı bu kişiye emanet etmemeniz için güçlü bir işarettir.

3) "Garantili kazanç" genellikle aldatmaya yöneliktir. Eğer bir yatırım işleminde garantili kazanç varsa, bunu hiç kimse üçüncü bir kişiye tavsiye etmez. Bırakın bunu üçüncü kişiye tavsiye etmeyi, duyulmaması için çaba bile sarfedebilir. Şöyle bir daha düşünün; "garantili kazanç", hem de "yüksek kazanç" hem de "tanımadığınız biri tavsiye ediyor". Böyle bir imkan, normal şartlar altında yatırım dünyasında asla olmaz!

4) Çok kısa sürede yüksek kazanç, piyasanın doğasına aykırıdır. Kısa sürede yüksek kazanç, finans dünyası mantığı ile kısa sürede yüksek zarar veya dolandırılmak anlamına da gelebilir. Böyle bir imkan gerçekten varsa, bunu kimse tanımadığı bir kişiye tavsiye bile etmez.
5) "Aramızda Kalsın", "Kimseye Söyleme", "Elimde Bir Tüyo Var", "Altın Fırsatı Kaçırma" uyarıları ile bir yatırıma yönlendirildiyseniz, o yatırımı unutmak daha iyi olabilir. Size bu uyarılar ile yakşalanların kim olduğuna bakınız. Üçüncü şahıslar bunları size neden söyler? Bazı gizli bilgilere göre yatırım yapmanın suç olduğunu düşününüz.

6) Yatırım yapma konusunda psikolojik baskıya maruz kalıyorsanız, "bir dakika kardeşim!" demekten çekinmeyiniz. Böyle durumlarda, yanlış yapmak üzere olduğunuzu unutmayınız. Yatırım, psikolojik baskı altında yapılmamalı, salim kafa ile mantıklı kararlara dayalı olarak yapılmalıdır. Sizi baskı altına almaya çalışanlar, muhtemelen sizin yanlış yapmanızı bekliyorlardır. "Bu fırsatı kaçırdığınıza çok üzülüyorum.", "Sizi çok sevdim. Size bu imkanı sunmak istiyorum.", "Meslektaşlarının çoğu bu ürünü aldı.", "Falancanın eşi bu yatırımdan çok para kazandı." gibi psikolojik baskı cümlelerine sakın aldanmayınız. Yatırım yapmak, bağış yapmak ile bağlantılı arkadaşlık, sevgi, acıma, dostluk gibi kavramlardan çok "güvenilirlik", "doğru seçim", "zamanında seçim", "kayıt altında olma", "yasal zeminde olma", "hesap verilebilir olma", "makul getiri" gibi kavramlarla ilgilidir.

7) Her yatırımdan önce bir araştırma yapmak gerekir. Sadece ortama ayak uydurmak için yapılan yatırımın sonucu üzücü olabilir. Bu nedenle, aynen ikinci el araba alırken yaptığınız kadar, bir yatırıma para bağlarken bir miktar araştırma yapmanız beklenir. Eğer kendinize güvenmiyorsanız, bu defa, arkadaş veya dost tavsiyesi yerine, profesyonel yatırım danışmanlığı hizmeti almanız daha uygun olabilir.

8) Günlük alım satımlar, profesyonellerin işidir. Bireysel yatırımcıların, günlük alım satımlardan para kazanması, profesyonel yatırımcıların olduğu bir ortamda tesadüften ibaretttir. Bireysel yatırımcılar, günlük alım satım için harcayacakları zamanı, birkaç hisseyi incelemek üzere harcayıp uygun bir seçimle orta ve uzun vadeli kazanca odaklanmalıdırlar. Unutmayınız: Bireysel yatırımcılar ile profesyonel olarak günlük işlem yapanlar arasında genellikle profesyoneller kazanır. Bu konuda bir başka uygun seçenek, hisse ağırlıklı yatırım fonu paylarına yatırım yapmak olabilir.

9) Hisse senedi yatırımı bireysel yatırımcı açısından orta ve uzun vadeli olduğunda daha az riskli olur. İyi bir araştırma sonunda, güvenilir bir şirketin hisselerini orta ve uzun vadeli bir düşünce ile aldığınızda, günlük fiyat hareketlerinden etkilenmezsiniz.

Eğer yukarıdaki temel uyarıları dikkate alırsanız:

"Bugün ABC şirketinin hissesini aldım, düştü hemen sattım, ben şimdi ne yapacağım." demezsiniz.

"Piyasa düşüyordu, tek yükselen ABC hissesiydi, arkadaşımdan gördüm ben de ABC hissesi aldım ama bir hafta sonra hisse çakıldı, zarar ettim" demezsiniz.

"Evimi ve arabamı sattım, günlük hisse alım satımı yapıyordum ama herşeyimi kaybettim." demezsiniz.

"ABC şirketinin hisselerini aldım ama bir soru sormak için şirketi aradım, kimseye ulaşamadım." demezsiniz.

"Bana üç ayda yüzde elli getiri vereceklerdi, anaparamı bile geri vermediler." demezsiniz.

"Tüyo almıştım. Zengin olup kendime büyük bir ev alacaktım. Hepsi yalanmış." demezsiniz.

"Aslında ABC şirketi diye bir şirket yokmuş, aldatıldım." demezsiniz.

"Bir daha hisse almam." demezsiniz.

Türkiye'de gerek hisse senedi piyasasında gerekse diğer piyasalarda küçük ya da büyük miktarlarda zarara uğramış ve bir daha yatırım yapmamaya eğilimli çok sayıda yatırımcı vardır. Bu durumdaki yatırımcılar, ekonomi ve finans sektörü için birer kayıptır. Bu durumdaki yatırımcılar, kaybettikleri yatırım tutarlarını geri almada ciddi zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Türk hukuk sistemi, yatırım yapanların bir sahtekarlık veya dolandırıcılığa uğramaları durumunda haklarını geri almaları konusunda etkin bir yapıya sahip değildir. Sahtekarlık veya dolandırıcılık sonucu ortaya çıkan bazı zararların ya tümden ya da belirli miktarın üzerindekilerin geri alınması hiç mümkün olmamaktadır. Ülkemizdeki bu tablo diğer pek çok ülkede de farklı içeriklerde ve boyutlarda görülebilmektedir.

Kayıp, yani yatırımın risklerini yaşamış ve bir daha yatırım yapmayan yatırımcılar, genellikle hisse senedi piyasasından kaynaklanan olumsuz tecrübelere sahiptirler. Bu nedenle, finansal piyasalar içerisinde hisse senedi piyasası, belki de diğer piyasalara göre, bireysel yatırımcılar açısından en çok düşünülmesi ve dikkat edilmesi gereken piyasadır. Bu durum, Türkiye için geçerli olduğu gibi gelişmiş ülkeler dahil dünyada pek çok ülke için de geçerlidir.

Ancak tasarruf sahiplerinin, yatırım hataları nedeniyle kaybettikleri ve kayıp yatırımcı durumuna düştükleri piyasa sadece hisse senedi piyasası değildir. Türev araçlar piyasası, kaldıraçlı döviz piyasası (foreks) yanında yasal olmayan ponzi finans gibi pek çok işlemde tasarruf sahipleri paralar kaybetmiştir. İnternet ortamı, bu anlamda paraların kaptırıldığı yüzlerce yatırım tuzağı ile doludur.

Durum bu iken, yatırım sahipleri için uygulanacak en iyi strateji, temel yatırım kurallarından taviz vermemek ve günlük hayatın akışında aklımızı çelen olaylara karşı sürekli temel yatırım kurallarını hatırlamaktır. Böylece, kendi paramızla huzursuz olmaktan kurtulur, geleceğe güvenle bakarız.

KAYNAKLAR
1) Sancak, Ethem; Bireysel Tasarruf ve Yatırımları Koruma Rehberi, Gazi Kitabevi, Mart 2012.
2) Pardoe, James; How Buffett Does It, McGraw-Hill, 2005.

Bu yazı Ethem SANCAK (Görevi: Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi Başkanı) tarafından, 10 Nisan 2012 Salı tarihinde yazılmıştır.

BORSANIN ALTIN KURALLARI



İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında alışveriş yapılırken uyulması gereken ve yazılı olmayan kurallar var. Eğer bunlara tamamen uyabilirseniz kazanma ihtimaliniz gerçekten çok yüksek olacaktır. Kurallar Yusuf Sarının Borsada Teknik Analiz adlı kitabından alınmıştır.
1) Riskinizi önceden sınırlayın. Spekülasyona ayıracağınız parayı önceden kaybedebileceğinizi kabullenin. Başka bir amaç için biriktirilen paralarla yapılan spekülasyonda alınan kararların sağlıklı olmadığı gözlenir. Başarılı alım satım kararları için zihnin bağımsız olması gereklidir. Kararların kaybetme korkusu altında verilmesi hatalı sonuçlar doğurabilir.
2) Kendi kendinizi tanıyın. Spekülatif hareketlerde duygulara hakim olmak gerekir. Eğer girdiğiniz bir pozisyon gece uykularınızı kaçırıyorsa o pozisyonu mutlaka kapatmalısınız.
3) Küçük başlayın. Bilmediğiniz bir alanda para kaybetme tehlikesi yerine kağıt üzerinde alım satım yaparak başlayın. Borsada tecrübeniz yoksa ilk alışlarınızı küçük miktarlarda ve fazla hareketli olmayan hisselerle yapın. Bu işe ilk defa başlıyorsanız hareketli hisselere girmeden alım satımdaki zamanlamanın önemini kavrayın.
4) Ara verin. Her gün yapılan alım satımlar kişinin karar verme yeteneğini köreltebilir. Başarılı spekülatörler, hatalı kararlarının artmaya başladığını hissettiklerinde borsayı unutup tatile giderler.
5) Seans içinde karar vermeyin. Kararlarınızı, etkilenmeyeceğiniz bir ortamda verin. Seans anında görüşlerinize ters düşen hareketlerin planlarınızı etkilemesine izin vermeyin. Daha önce düşünmediğiniz yeni fikirler oluşturmayın. İyice incelenmeden yapılan hareketlerin genellikle zararla sonuçlandığı gözlenir.
6) Çoğunluğa uymayın. Yapılan istatistikler, çoğunluğun her zaman yanlış düşündüğünü göstermiştir. Herkesin bildiği fikirlerden, haberlerden kaçının. Bazı istatistik büroları aracı kurum ve bankaları arayarak borsa hakkındaki görüşlerini düzenli olarak sorar. Bu görüşler iyimserlik yüzdesi olarak her hafta yayınlanır. Yüzde 85'in borsayı çok iyi görmesi, düşüş belirtisi olarak kabul edilir. İyimserliğin yüzde 25 in altına düşmesi ise yükseliş belirtisidir.
7) Kendi fikrinizle başkalarının fikrini birbirinden ayırın. Kendi kararlarımızı verdikten sonra başkalarının sizi etkilemesine müsaade etmeyin. Dış görüşlerden etkilenirseniz sürekli karar değiştirmek zorunda kalabilirsiniz. Çevrenizde her zaman sizi ikna edecek mantıklı sebepler olacaktır. Kararınızı değiştirirseniz daha sonra ilk kararınızın yenisinden daha doğru olduğunu göreceksiniz.
8) Emin olmadığınız zamanlarda işlem yapmayın. Kendinizi her gün alım/satım yapmak zorunda hissetmeyin. Başarılı sonuca ulaşabilmek için disiplinli olmanız ve sabırla iyi fırsatları beklemeniz gerekir. Bir pozisyona girmişseniz sonucunu bekleyin. Şüpheleriniz varsa pozisyonunuzu kapatıp kenara çekilin.
9) Serbest fiyatlı emir vermeyin. Kısa vadede alım/satım yapan spekülatörlerin serbest fiyatlı emirlerden kaçınması gerekir. Limitli fiyat emirleri kullanmak daha doğrudur. İnandığımız hissede birkaç basamak ucuz alma hesabını yapmayın.
10) Aşağı doğru ortalama yapmayın. Önceden aldığınız bir hisse ucuzlayınca ek alımlar yaparak maliyetinizi ucuzlatmaya çalışmayın. Aşağı giden fiyatlarda hiçbir zaman ortalama yapılmaz. Eldekilerin satışı daha doğrudur. Yükselen fiyatlarda ek alım yapılması mümkündür. Bunun da piramit gibi kademeli yapılması gerekir.
11) Yüksek miktarlardaki alımı tek fiyattan yapmayın. Büyük portföyler için yapılan alımları bir kaç güne ve değişik fiyatlara yayın. İlk alım yapıldıktan sonra hareketin doğru olup olmadığını gözleyin. Pazarın yönünde aksi bir değişiklik yoksa alıma devam edin.
12) Kaybeden bir pozisyona hiç bir zaman ek alım yapmayın. Kendinize ve aldığınız hisseye ne kadar güvenirseniz güvenin eğer zarar ediyorsanız ek alım yapmayın. Aldığınız hissenin düşüyor olması, sizin piyasanın yönüne uyum sağlayamadığınızı gösterebilir. Maliyet düşürme çabası pozisyonu daha da kötüleştirebilir.
13) Zararı kesin. Piyasa sizin düşüncenize ters hareket ediyorsa hata yaptığınızı kabul edin. Elinizdekini satın. Zararın neresinden dönülse kardır. Borsaya yeni girenlerin başarısız olmalarının en büyük etkeni hata yapmış olabileceklerini kabullenmemeleridir. Piyasa istediğiniz yöne dönsün diye beklemek yerine, pozisyonu zararla kapatmak disiplin ve irade gerektirir. Başarının sırrı buradadır.
14) Zararı sevin. Zararda iken satış yapmak çok zordur fakat zararı sevmeyi öğrenmelisiniz. Çünkü zarar, karın kardeşidir. Onurunuzu zedelemeden zarar etmeyi kabullenirseniz, zararınız sınırlanacak ve başarınız artacaktır.
15) Beklenenin tersini yapın. Piyasada beklenen bir olayın beklenen reaksiyonu görmemesi al/sat sinyalidir. Beklenen olumlu bir haberin açıklanmasından sonra sonra fiyatlar hala yükselemiyorsa düşüş olacaktır. Olumsuz olay ve haberler piyasayı aşağı doğru etkileyemiyorsa yükseliş olacaktır.
16) Tepe ve dip noktalardan kaçının. Alçalan trendde fiyatın her yukarı çıkışı, trendin o seviyeden değişeceğini göstermez. Her dönüş noktasında burası en düşük yerdi diye alim yapmak size çok pahalı bir ders olabilir. Tepe ve dip noktalarının kendilerini ispat etmelerini beklemek daha az zararlıdır. En tepede satmak, en dipte almak çabasında olmayın.
17) Söylentiyi alın, gerçeği satın. Eğer bir hisse için olumlu söylentiler yayılmaya başlıyorsa alın. Söylentilerin kesinleştiği anlaşılınca satın. Söylentiler ilk duyulduğunda hisseye talebi artırır. Dedikodular resmiyet kazandığında fiyat zaten yükselmiştir. Satış yapın. Siz yine de söylentilerle hareket etmeyin.
18) Çok kısa vadede oluşan karı alıp hisseden uzaklaşın. Bazen satın aldığımız hisse birden hiç beklemediğimiz kadar hızlı yükselmeğe başlar. Yükselişin hep aynı tempoda devam edeceğini sakın düşünmeyin. Satış yaparak mutlaka kan realize etmelisiniz.
19) Küçük hesaplar yapmayın. Seçtiğiniz hissenin yükseleceğine gerçekten inanıyorsanız ucuz almaya çalışmayın. Piyasa fiyatının 1000 lira altında almaya çalışırken hisseyi kaçırabilirsiniz. Bir kaç kademe ucuz almaya çalışmak bazen çok önemli fırsatların kaçmasına neden olur. Kararlı olun. Karar verdiğiniz zaman beklemeyin, uygulayın.
20) İçinde bulunduğunuz trendleri izleyin. Fiyat trendi en iyi dosttur. Bir hissenin uzun trendi, orta vadeli trendi ve kısa vadeli trendi hakkında bilginiz olmalıdır. Bazen biri yukarı, diğeri aşağı doğru olabilir. Hangi zaman zaman diliminde alım satım yapmak istediğinizi tayin etmelisiniz.
21) Trend dönüşlerini kollayın. Bazı spekülatörler alım satım kararlarını oluştururken dikkatlerini bu noktaya toplarlar. Fiyatın trend çizgisi dışına çıkması ve orada kendini ispat etmesi çoğunlukla trend dönüşünü ortaya koyar. Yükselen çizginin aşağı doğru geçilmesi sat, alçalan çizginin yukarı doğru geçilmesi al sinyali sayılır.
22) Fiyat hareketleri ile birlikte işlem miktarlarını da izleyin. Fiyat ile işlem miktarının birlikte artması, alış sinyalidir. Yükselişin devam edeceğini gösterir. Fiyat azalırken işlem miktarının artış göstermesi satış işaretidir. Kararsız fiyat hareketlerinde miktar artıyorsa fiyatın yönü belli olana kadar bekleyin.
23) Pazarın değişen momentumuna bakın. Eğer borsa her gün yükseliyor fakat yükseliş her gün daha azalıyorsa bu pazarın aşağı döneceğini gösterir. Momentum zayıflamaktadır. Borsa günlerdir düşüyor fakat düşüş hızı gün geçtikçe azalıyorsa yön değiştirme zamanı yaklaşmaktadır. Pazarın momentumu artmaktadır.
24) Kuvvetli hareketlerin ardından düzeltme geleceğini unutmayın. Bir hisse kısa zamanda çok hızlı yükselmişse alım için gerilemesi beklenmelidir. Bazen bu gerileme toplam yükselişin yüzde 60'ına varabilir. Hızlı bir düşüşte satış kararı alındıysa düzeltme yaparak fiyatın biraz yükselmesi beklenir.
25) Alım/satım kararlarınızı o günkü fiyata dayandırmayın. Fiyat çok düştü, atık düşmez veya çok yükseldi artık yükselmez sanmayın. Fiyatların alt ve üstüne kendiniz sınır koymayın. Çünkü fiyatlar sınır tanımaz. Bir kaç senede hiç ummadığınız kadar yükselebilir veya alçalabilir.

Pazartesi, Mart 18, 2019

Sicili Bozuk Kara Listede Olanlar Nasıl Kredi Çekebilir




  • Gelir Bilgisi (Maaş Bordrosu)
  • Kefil (Banka isterse)
  • Ek teminatlar (Banka isterse)
  • Maximum 100.000 TL başvuru
Yukarıda belirttiğimiz şartları sağlayabiliyorsanız ve bu imkanlar elinizde mevcutsa kredi siciliniz bozuk da olsa bankalardan kredi kullanabilirsiniz.Bankalar bu teminatlar sayesinde size kredi verebilirler. Tüm bunların yanı sıra güncel kredi puanınızı sorgulayarak mevcut kredi notunuz üzerinden hangi bankaların size kredi vereceğini de banka çalışanları ile görüşebilirsiniz. Kredi notunuzun düşük olduğuna kendiniz karar vermeyin, bu işi banka çalışanlarına bırakın.Ücretsiz Kredi Notu Sorgulama yöntemleri ile bankaya gitmeden de kredi sorgulaması yapabilirsiniz.
  • Banka borcunun düzenli ödenmesi
  • Belirlenen sürede borç kapatılmışsa
  • Yasal takip yapılmamışsa kredi notuz yüksek olacaktır.
Bu durumda dilediğiniz miktarda kredi çekmeniz mümkün. Ancak kredi notu düşük olanlar için süreç daha zorlu ve kredi notuna göre değişiklik göstermektedir. Kredi notunu yükseltmek de düşürmekte mümkündür. Bunun için bankalarla olan ilişkileriniz ve borç ödeme durumunuz oldukça belirleyicidir.

Sicili Bozuk Olanların Kredi Almak İçin Yapması Gerekenler?
Kredi notu ve banka sicili, rahatlıkla kredi çekebilmeniz için gereken en önemli unsurlardır.Findeks üzerinden de anında sorgulama yapılabilir. Bankaların belirledikleri şartlara göre kredi talebinde bulunmanız mümkündür. Bunun için bankalar genellikle sizden;
  • Kefil
  • Ek teminat
  • İpotek
  • Gelir durumu vb.
Unsurları karşılamanız beklenmektedir. Çoğu zaman düşük miktarlı krediler, sicili bozukkişilere ancak bu gibi şartları sağlayabilirlerse verilmektedir. Özellikle kefil ve teminatlar kredi almanızda size büyük oranda yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki kara listede olan, sicili bozuk kişilerin kredi almaları için zorlu bir süreci takip etmeleri gerekecektir.



Kredi Çekebilmek İçin İdeal Kredi Notu Kaç Olmalıdır





Bankalara karşı sicil bozukluğu temel de kredi notunun düşük olmasını ifade etmektedir. Bankalarla olan geçmişiniz kredi aralığının kredi çekebilmek için yeterli olup olmadığını belirlemektedir. Kredi notu için risk grupları ve ideal seviyeler;
  • 1700 – 1900 (Çok iyi)
  • 1500 – 1699 (İyi)
  • 1100 – 1499 (Düşük risk seviyesi)
  • 700 – 1099 (Orta risk seviyesi)
  • 0 – 699 (Çok kötü)
Olarak belirlenmektedir. Kredi notunuza göre kredi çekme sürecinizde farklılık gösterir. Örneğin; riskli ve düşük seviyelerde bir kredi notuna sahipseniz kredi çekerken; kefil, teminat vb. uygulamalara tabi tutulabilir ve kredi alma süreciniz gecikebilir. Sicili bozuk ve kredi notu düşük olan kişiler de uzun bir araştırılma ve yeterli teminatlar gösterilerek kredi çekebilirler.

Kredi Notu Düşük Olanlara Kredi Veren Bankalar Listesi



Türkiye’de bankacılık sektöründe hizmet veren sayısız kamu ve özel kuruluş bulunmaktadır. Bankaların fazlalığı ve genişletilen kredi imkânları sicili bozuk kişilerin de kredi alabilmesinin önünü açmıştır. Sicilim bozuk kredi almak istiyorum diyen birçok kişi de bankacılık alanında oluşan bu rekabet ortamından yararlanabilirler. Sicili bozuk kişiler için neredeyse tüm bankalar kredi verebilmektedir. Örneğin;
  • ING Bank
  • DenizBank
  • Akbank
  • TEB
  • Garanti
  • Finansbank
  • YapıKredi
  • ICBC Bank
  • AktifBank
Üstteki bankaları tercih ederek kredi notunuz düşük, siciliniz bozuk olsa da kredi kullanabilirsiniz. Şimdi ise kredi başvurusunu nasıl yapacağınızı ve nasıl kredi onayı alacağınızı anlatalım. Bu bankalar hangi şartlarda kredi verirKredi sicili bozuk olanlara neden kredi verir?

İhtiyacınıza uygun kredi miktarını rahatlıkla alabilmek için bazı şartları sağlıyor olabilmeniz beklenmektedir. Özellikle kredi notu, banka sicili, gelir durumu vb. birçok önemli etken kredi alabilmek için oldukça önemlidir. Türkiye’de son dönemde yapılan yasal düzenlemeler neticesinde kredi hizmetlerinin alanı genişletilmiş ve bankaların daha fazla insana kredi vermesinin önü açılmıştır. Bu doğrultuda kara listede olanlara kredi imkânı tanıyan bankalarortaya çıkmış ve sicili bozuk kişiler için çeşitli kredi destekleri sunmaktadırlar. Kredi notu; kredi çekmek isteyen bir birey için en belirleyici unsurdur.

Banka, kredi başvurusunun hemen ardından sizden ek bilgi ve belgeler isteyerek kredinizi reddedebilir. Bunun önüne geçebilmek için kredi başvurusuna giderken yanınızda mutlaka bir gelir beyanı götürmelisiniz. Çalıştığınız yerden net bir maaş bordrosu alarak gitmeniz kredinin onaylanma olasılığını oldukça arttıracaktır. Ancak bu şartlar sağlandığında bile kredi limitinizin en fazla 100.000 TL olduğunu unutmayın. Üzerinizde herhangi bir gayrimenkul bulunuyorsa da daha fazla kredi alabilirsiniz.

Gelir bilginiz yeterli gelmiyor ve banka hala daha kredinizi onaylamıyorsa sizden bir de kefilisteyebilir. Bankaya bir kefil gösterirseniz ve o kefilin sicili bankalarda iyiyse sizin siciliniz ne kadar kötü olursa da krediniz onaylanabilir. Bu saydıklarımız kesin bilgi olmamakla beraber tamamen yorumdur ve her bankanın çalışma politikaları farklılık gösterebilir. Başvuruyapacağınız bankayı daha önceden araştırmak sizin için en mantıklı yöntem olacaktır.

Eski Hükümlülere ve Mahkumlara Kredi ve Hibe Destekleri


Ülkemiz bir sosyal devlet olma özelliği taşımak ile beraber bu kapsamda son derece farklı ve bir o kadar kapsamlı projeler hayata geçirmektedir. Bu konuda son zamanlarda en çok dikkat çeken uygulamalar arasında ilk sırada eski hükümlülere ve mahkumlara kredi ve hibe desteklerimevcut olmakta ve bu olanaktan faydalanmak isteyen pek çok kişi bulunmaktadır. Bu sebepten dolayı bugünkü yazımızda anlatılmakta olan süreçten bahsederek bu imkandan faydalanmak isteyen kişilere gerekli olan bilgileri paylaşacağız. Eğer siz de bu imkan dahilinde hizmet almak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey makalemiz aracılığı ile gerekli olan bilgilere ulaşmak ve bu bilgiler dahilinde harekete geçmek olmaktadır.

Eski Hükümlülere ve Mahkumlara Devlet Destekleri

Uzun bir süre mahkum olarak kalmış kişiler bu süreçten kurtuldukları zaman büyük bir boşluğa düşmekte ve yeniden sosyal hayata adapte olmakta zorlanmaktadır. Hatta bazı durumlarda yaşanmakta olan sıkıntılar sonucunda yeniden suça itilen kişilerden söz etmek ne yazık ki mümkün olabilmektedir. Anlatılmakta olan bu durumdan dolayı devletimiz söz konusu olan kişileri toplumsal hayata yeniden kazandırmak amacı ile belli başlı çalışmalar yapmakta ve bunlar arasında en çok dikkat çekenlerden biri de parasal olarak sağlanan destekler olmaktadır.
Hapisten çıkmış ve maddi olarak kendi kendine yetemeyen ve iş bulmakta da zorlanan kişilere bazı konularda pozitif ayrımcılık yapılarak onlara desteklemeler yapıldığı yazımızın başında da anlatılmak ile beraber bu kapsamda belli başlı kurumlar destekleme ödemeleri yapmaktadır.
Eğer siz de bu olanaktan faydalanmak istiyorsanız tavsiyemiz bu alanda hizmet veren yerleri takip etmek olmaktadır. Çünkü belli aralıklar ile bu çalışmalar gerçekleşmekte ve internet siteleri üzerinden  duyuruları yapılmaktadır. Bu sebepten dolayı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ya da kısa adı ile KOSGEB başta olmak üzere daha başka pek çok farklı kurumu düzenli olarak takip etmelisiniz. Bu sayede siz de kendinizi finanse edecek olanaklara son derece rahat bir şekilde ulaşma olanağı yakalayabilirsiniz.

Senet Ödeme Günleri


Ticaret hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri şüphesiz senetlerdir. Çünkü senetler en çok kullanılan ödeme araçlarıdır. Taksitler halinde ödediğimiz borçları ancak ve ancak senetler vasıtası ile düzene sokabiliriz. Bu nedenle senetler ile ilgili belli başlı bilgileri öğrenmeli ve uygulamalıyız. Zira senetler ile ilgili eksik bilgilere sahip olduğumuz zaman, hayatımızı kolaylaştıran bu araç, hayatımızı zindan da edebilir

Firmalar ya da kişiler belli başlı borçları verdiklerinde borçlu adına senetler oluştururlar. Bu senetler kişinin kaç ay boyunca ne kadar para ödeyeceğini gösteren, toplam borç bilgisinin de yer aldığı bir kıymetli evraktır. Bu kıymetli evrak taraflar arasında güveni sağlar ve sağlanmış olan düzen ile ödemeleri kontrol etmeyi sağlar.
Senetler ile ilgili bilmemiz gereken bilgilerden en önemlisi, hazırlanan bir senedin ne zaman ödeneceğidir. Senetler birer kıymetli evrak oldukları için Ticaret, İcra İflas ve Borçlar hukukunda yer edinmiş, dava konusu edilebilmiştir. Bu nedenle eğer adınıza bir senet hazırlanmışsa muhakkak ödeme gününü takip edip, doğru zamanda ödeme yapmanız gerekir. Zira vakti geçmiş bir senet dava konusu edilebilir. Dava konusu edilebilen her işlemin de bir yaptırımı olmaktadır.
Senetlerin Ödeme Gününün Belirlenmesi
Senetler iki kişinin karşılıklı rızası ile oluşturulmaktadır. Dolayısıyla senedin ödeneceği günler de yine bu iki taraf arasında belirlenmektedir. Senet ödeme gününde ağırlıklı olarak borçlu kişi daha etkin bir rol üstlenir. Maaşını aldığı tarih ya da gelirini elde edeceği tarihi senet ödeme günü olarak belirler.
Tarafların kendi iradeleri ile belirlenen ödeme gününün herhangi bir uzatma süresi ya da son ödeme tarihi de bulunmamaktadır. Bu nedenle eğer son ödeme günü gibi bir gün talep ediyorsanız, bir sözleşme yaparak böyle bir madde eklettirebilirsiniz.
Kişiler senedin vadesini yani ödeme günlerini dikkatli seçmeleri gerekir. Belirttiğimiz gibi senetlerin ödeme günü geçtiğinde yaptırım uygulama hakkı da kendiliğinden doğmuş olur. Belirlediğiniz ödeme günü geçmesine karşın 2 gün içinde ödenmeyen senetler için alacaklı protesto ve ihbar gönderme yetkisine sahiptir. Tabiiki bu yetki iradi olarak kullanılır.

Pazar, Mart 17, 2019

ZİYNET ALTIN ÇEŞİTLERİ NELERDİR





Altın, tarih boyunca en kıymetli metal olarak kabul edilmiştir. Doğada saf olarak bulunması, etkileyici parlak sarı rengi, kolay işlenmesi ve  nadir olması gibi özellikleriyle altın, kuyumculuk sektörünün de vazgeçilmez ana madeni olmuştur.
Düğünlerin vazgeçilmez takısı ve aynı zamanda yatırım aracı olarak değerlendirilen  altın;  çeyrek, yarım, ata, beşi bir yerde gibi ziynet çeşitleri ile geçmişten günümüze kadar toplulumuzda her zaman değerini korumuştur.  

Reşat Altın

Reşat altın, Sultan Beşinci Mehmet Reşat döneminin Osmanlı altınıdır. 1909- 1928 yılları arasında tahtta kaldığı süre boyunca kendi adına altın bastırmıştır.  
Yaklaşık 7,2 gram ve 22 ayardır.
Altının ön yüzünde defne yapraklarından çelenk ve birleşme noktalarında meşale
bulunmaktadır. Ortasında Mehmet Reşat’ın imzası bulunmaktadır. Tuğranın altında kaçıncı cülus zamanında basıldığı gösteren arapça sayılar  vardır. Diğer yüzünde Osmanlıca olarak İstanbul Darphanesi’nde basıldığı yazmaktadır.
Reşat altını alınırken orijinal olmasına ve güvenilir bir yerden yazılı sertifika ile alınmasınaa dikkat edilmelidir. Piyasada Reşat altınlarının orijinal olmayanları da bulunmaktadır.
Hamit Altın

Sultan ikinci Abdülhamit adına basılan Osmanlı  parasıdır. Miladi 1876 yılında basılmıştır. Hamit altın yaklaşık 7.2 gram ve 22 ayardır. 2.5 ve 5’liği vardır.  Reşat altını ile birlikte antik değere sahiptir. Hamid altın ve Reşad altın arasındaki tek fark görünüş özellikleridir. Bunun dışında gram ve ayar özellikleri aynıdır.

2.5’luk Hamid altın 18 gram ve 35mm’dir.

5’li Hamit altın,  36 gram ve 45 mm’dir.

Cumhuriyet Altını (Ata Altın)
Cumhuriyet altını veya diğer adıyla Ata altın, 22 ayar ve 7.216 gram çapı 22 mm’dir.
T.C. Darphanesi tarafından basılan cumhuriyet altınının bir yüzünde  ”Hakimiyet Milletindir” yazısı, Atatürk resmi ve en altında da ”Ankara” yazısı yer almaktadır.
Diğer yüzün de ise; ”Türkiye Cumhuriyeti”yazısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi olan 1923 ve en altında ise basım tarihi yer almaktadır.
Külçe Altın
Kuyumcular ve büyük firmaların, piyasadan  satın aldıkları parça altınları yeniden değerlendirmek için eriterek külçe haline getirirler. Külçe altınlar, daha çok bankalar ve büyük ölçekli  şirketler tarafından işlem görmektedir.
Dünyada altın piyasaları tarafından  kabul görülen Londra Altın Külçe ölçüsüne göre 400 Troy Ons, yaklaşık olarak 12,5 ağırlığındaki altına Külçe Altın denir.
Piyasanın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda rafineriler tarafından 1gr’dan 10-20 kilograma kadar çeşitli ağırlıklarda külçe altın dökümü gerçekleştirilmektedir.
Cumhuriyet Altını (Ata Altın)
Cumhuriyet altını veya diğer adıyla Ata altın, 22 ayar ve 7.216 gram çapı 22 mm’dir.
  1. C. Darphanesi tarafından basılan cumhuriyet altınının bir yüzünde  ”Hakimiyet Milletindir” yazısı, Atatürk resmi ve en altında da ”Ankara” yazısı yer almaktadır.
Diğer yüzün de ise; ”Türkiye Cumhuriyeti”yazısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi olan 1923 ve en altında ise basım tarihi yer almaktadır.
Tam Altın
Dört adet çeyrek altına denktir. 22 ayardır ve 7.016 gr ağırlığındadır. Çapı 30 mm’dir.
Bir  yüzünde“ Türkiye Cumhuriyeti” ibaresi ve basım yılı yer almaktadır Arka yüzünde çevresi yıldızlarla bezenmiş Atatürk portresi bulunmaktadır.
Yarım Altın
Ağırlığı 3.58 gramdır. “Yarımlık” olarak da tabir edilmektedir. Düğünlere, yeni doğum ve benzeri kutlamalarda çeyrek altından sonra en fazla tercih edilen ziynet türüdür.
Çeyrek altın
1,75 gramdır ve 18 milimetre çapındadır. Küçük altın veya hediyelik olarak da bilinmektedir.
Yeni evlenenlere, yeni doğmuş çocuklara ve sünnet çocuklarına takılan çeyrek altın,  ziynet çeşitleri içinden en fazla tercih edilen ziynet türüdür.

Rast gele yazılar

karışık yazılar