Yatırım dünyasına adım atar atmaz, ağzı sütten yanan çok kişi vardır. Bu durumdaki kişilerin hikayeleri de, dilden dile anlatılır. Bu nedenle, bazı yatırım araçlarını kimse sevmez; öcü olarak görür.
Finansal piyasalar temelde risklerle doludur. Ancak bir o kadar da kazanç fırsatları vardır. Finansal piyasalara girerken, denize girmek üzere sahip olduğunuz kadar donanım sahibi değilseniz, boğulma riski gibi tüm yatırımlarınızı kaybetme riski ile karşı karşıyasınız demektir. Evet, finansal piyasalarda işlem yapmak denize girmeye benzer.
Türkiye'de 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bireysel yatırımcılar en çok hisse senedine küsmüş durumdadırlar. Bu araştırma, şu andaki hisse senedi yatırımcısı sayısı, aktif işlem yapanlar ve bir hesap açtığı halde hesabında yok denecek kadar hisse senedi bulunanlar sayısına bakıldığında da aynı sonuçları vermektedir. Evet ama bunun temel gerekçeleri nelerdir? Yine aynı araştırma şöyle söylüyor: Hisse senedi piyasasına küsenler, temelde üniversite son sınıfta veya iş hayatının ilk yıllarında yatırım yapan kişilerdir. Öte yandan, Türkiye'de yerli bireysel yatırımcıların ortalama yatırım vadesi bir ayın altındadır. Oysa hisse senedi orta ve uzun vadeli bir yatırım aracıdır. Yani hisse senedi aldığınızda onu 2 yıl, 5 yıl, 10 yıl gibi unutmalı, hatta gelecek nesillere miras bırakmak üzere almalısınız. Bu veriler ve araştırma sonuçlarını mesleki tecrübelerimizle birleştirdiğimizde, piyasaya küsen bireysel yatırımcıların bir heyecana kapılıp, bir arkadışına inanıp, bir TV veya gazete haberine bakıp yeterli tecrübe sahibi olmadan ve araştırma yapmadan aslında özü itibarıyla riskli bir yatırım aracı olan hisse senedine yatırım yaptıklarını görüyoruz. İşte bu gerçekler, aynı zamanda bireysel yatırımcıların neden hisse senedi piyasasına küstüğünü açıklıyor.
Borsalarda işlem gören hisse senetleri yatırımcıları dışında, hisseyi çıkarıp satanın kim olduğu bilinmediği halde, borsa dışında hisse senedi yatırımı yapanlar ya da "tabela şirketleri"ne parasını bağlayarak yatırım yaptığını zannedenler de geçmişte Türkiye'de en çok mağdur olan bireysel yatırımcı kesimidir.
Son dönemde ise, aşırı kazanç hırsı ile içeriği belli olmayan ve internet siteleri üzerinden "oynatılan" bazı yatırım aracı görünümlü işlemlere paralarını "kaptıran" kişilerin sayısının arttığını görüyoruz. İşin kötüsü, bu tür işlemlerde ne bir Türk otoritesi ne de bir Türk kanunu uygulanabiliyor. Kaptırılan para bir daha da geri gelmiyor.
Bireysel yatırımcıların, yatırım yapma ve bir ek gelir elde etme temel ihtiyacını ve niyetini kötüye kullanmaya yönelik sahtekarlıklar, dünyada her ülkede görülebilecek ve Türkiye'ye özgü olmayan durumlardır. Paranın ve insanın olduğu her yerde, sahtekarlık riski vardır. Hatta ilginç olan; aldatma yöntemlerinin evrensel olmasıdır: Aynı yöntemleri, farklı ülkelerde farklı aktörler uygular. Aynı okuldan mezun olmuşlar gibi!
Aldatma yöntemleri aynı olunca, sahtekarlıklardan korunma yöntemleri de benzer olur. Bu nedenle, bireysel yatırımcıların en çok düştükleri hataları sıralarken, temel korunma yöntemlerini de ortaya koyabiliriz:
1) Piyasalar veya finansal araçların hepsi şu veya bu ölçüde risk içerir. Bu nedenle, içeriğini bilmediğiniz, mahiyetini anlamadığınız yatırım araçlarına gözü kapalı yatırım yapmaktan kaçınınız. Size yaklaşanlar en çok, aşırı para kazanma damarınızı kullanmak isterler. Bu nedenle, size yüksek kazanç sözü verirken risk olmadığından bahsederler. Bu dünyada, risksiz bir yatırım yoktur. Risk az ise getiri de muhtemelen azdır. Eğer beklenen getiri yüksek ise, o zaman risk az veya hiç risk yok diyen kişi çok büyük olasılıkla sizi kandırmaya çalışıyordur.
2) İstemediğiniz halde size ulaşan tanımadığınız kişilerin cazip gibi görünen yatırım tekliflerini iki değil on defa kontrolden geçirmek gerekir. Bu durumda, size bu amaçla yaklaşan kişinin çalıştığı kuruluşun telefonunu, adresini, hangi yasal otoritenin (SPK, BDDK, Hazine Müsteşarlığı, Bakanlık v.d.) izni ile çalıştığını sorunuz. İkinci aşamada, hem aldığınız kişi ve finansal kuruluş bilgilerini hem de yatırım imkanı olarak bahsedilenleri kontrol ediniz. Kontrol için; SPK (http://www.spk.gov.tr/) ve BDDK'nın (http://www.bddk.org.tr/) internet sitelerini kullanabilirsiniz. İnternet siteleri yeterli olmazsa, bu defa telefon veya yazılı dilekçe ile bu kurumlardan bilgi alabilirsiniz. Size yaklaşan kişinin çalıştığı kurumun internet sitesini kontrol etmekle birlikte sadece bu sitedeki bilgilerle yetinmeyiniz. Bir başka yöntem, size yaklaşan kişiyi internette arama motorları (örneğin Google) ile araştırabilir, haklarında ne tür bilgiler yer aldığını öğrenmeye çalışabilirsiniz. Size yaklaşan kişi hakkında yeterli bilgiye ulaşamıyor ve bu kişi ve ilgili olduğunu ifade ettiği finansal kuruluş SPK, BDDK gibi internet sitelerinde yasal faaliyet gösteren kuruluşlar listesinde yer almıyorsa, bu durum paranızı bu kişiye emanet etmemeniz için güçlü bir işarettir.
3) "Garantili kazanç" genellikle aldatmaya yöneliktir. Eğer bir yatırım işleminde garantili kazanç varsa, bunu hiç kimse üçüncü bir kişiye tavsiye etmez. Bırakın bunu üçüncü kişiye tavsiye etmeyi, duyulmaması için çaba bile sarfedebilir. Şöyle bir daha düşünün; "garantili kazanç", hem de "yüksek kazanç" hem de "tanımadığınız biri tavsiye ediyor". Böyle bir imkan, normal şartlar altında yatırım dünyasında asla olmaz!
4) Çok kısa sürede yüksek kazanç, piyasanın doğasına aykırıdır. Kısa sürede yüksek kazanç, finans dünyası mantığı ile kısa sürede yüksek zarar veya dolandırılmak anlamına da gelebilir. Böyle bir imkan gerçekten varsa, bunu kimse tanımadığı bir kişiye tavsiye bile etmez.
5) "Aramızda Kalsın", "Kimseye Söyleme", "Elimde Bir Tüyo Var", "Altın Fırsatı Kaçırma" uyarıları ile bir yatırıma yönlendirildiyseniz, o yatırımı unutmak daha iyi olabilir. Size bu uyarılar ile yakşalanların kim olduğuna bakınız. Üçüncü şahıslar bunları size neden söyler? Bazı gizli bilgilere göre yatırım yapmanın suç olduğunu düşününüz.
6) Yatırım yapma konusunda psikolojik baskıya maruz kalıyorsanız, "bir dakika kardeşim!" demekten çekinmeyiniz. Böyle durumlarda, yanlış yapmak üzere olduğunuzu unutmayınız. Yatırım, psikolojik baskı altında yapılmamalı, salim kafa ile mantıklı kararlara dayalı olarak yapılmalıdır. Sizi baskı altına almaya çalışanlar, muhtemelen sizin yanlış yapmanızı bekliyorlardır. "Bu fırsatı kaçırdığınıza çok üzülüyorum.", "Sizi çok sevdim. Size bu imkanı sunmak istiyorum.", "Meslektaşlarının çoğu bu ürünü aldı.", "Falancanın eşi bu yatırımdan çok para kazandı." gibi psikolojik baskı cümlelerine sakın aldanmayınız. Yatırım yapmak, bağış yapmak ile bağlantılı arkadaşlık, sevgi, acıma, dostluk gibi kavramlardan çok "güvenilirlik", "doğru seçim", "zamanında seçim", "kayıt altında olma", "yasal zeminde olma", "hesap verilebilir olma", "makul getiri" gibi kavramlarla ilgilidir.
7) Her yatırımdan önce bir araştırma yapmak gerekir. Sadece ortama ayak uydurmak için yapılan yatırımın sonucu üzücü olabilir. Bu nedenle, aynen ikinci el araba alırken yaptığınız kadar, bir yatırıma para bağlarken bir miktar araştırma yapmanız beklenir. Eğer kendinize güvenmiyorsanız, bu defa, arkadaş veya dost tavsiyesi yerine, profesyonel yatırım danışmanlığı hizmeti almanız daha uygun olabilir.
8) Günlük alım satımlar, profesyonellerin işidir. Bireysel yatırımcıların, günlük alım satımlardan para kazanması, profesyonel yatırımcıların olduğu bir ortamda tesadüften ibaretttir. Bireysel yatırımcılar, günlük alım satım için harcayacakları zamanı, birkaç hisseyi incelemek üzere harcayıp uygun bir seçimle orta ve uzun vadeli kazanca odaklanmalıdırlar. Unutmayınız: Bireysel yatırımcılar ile profesyonel olarak günlük işlem yapanlar arasında genellikle profesyoneller kazanır. Bu konuda bir başka uygun seçenek, hisse ağırlıklı yatırım fonu paylarına yatırım yapmak olabilir.
9) Hisse senedi yatırımı bireysel yatırımcı açısından orta ve uzun vadeli olduğunda daha az riskli olur. İyi bir araştırma sonunda, güvenilir bir şirketin hisselerini orta ve uzun vadeli bir düşünce ile aldığınızda, günlük fiyat hareketlerinden etkilenmezsiniz.
Eğer yukarıdaki temel uyarıları dikkate alırsanız:
"Bugün ABC şirketinin hissesini aldım, düştü hemen sattım, ben şimdi ne yapacağım." demezsiniz.
"Piyasa düşüyordu, tek yükselen ABC hissesiydi, arkadaşımdan gördüm ben de ABC hissesi aldım ama bir hafta sonra hisse çakıldı, zarar ettim" demezsiniz.
"Evimi ve arabamı sattım, günlük hisse alım satımı yapıyordum ama herşeyimi kaybettim." demezsiniz.
"ABC şirketinin hisselerini aldım ama bir soru sormak için şirketi aradım, kimseye ulaşamadım." demezsiniz.
"Bana üç ayda yüzde elli getiri vereceklerdi, anaparamı bile geri vermediler." demezsiniz.
"Tüyo almıştım. Zengin olup kendime büyük bir ev alacaktım. Hepsi yalanmış." demezsiniz.
"Aslında ABC şirketi diye bir şirket yokmuş, aldatıldım." demezsiniz.
"Bir daha hisse almam." demezsiniz.
Türkiye'de gerek hisse senedi piyasasında gerekse diğer piyasalarda küçük ya da büyük miktarlarda zarara uğramış ve bir daha yatırım yapmamaya eğilimli çok sayıda yatırımcı vardır. Bu durumdaki yatırımcılar, ekonomi ve finans sektörü için birer kayıptır. Bu durumdaki yatırımcılar, kaybettikleri yatırım tutarlarını geri almada ciddi zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Türk hukuk sistemi, yatırım yapanların bir sahtekarlık veya dolandırıcılığa uğramaları durumunda haklarını geri almaları konusunda etkin bir yapıya sahip değildir. Sahtekarlık veya dolandırıcılık sonucu ortaya çıkan bazı zararların ya tümden ya da belirli miktarın üzerindekilerin geri alınması hiç mümkün olmamaktadır. Ülkemizdeki bu tablo diğer pek çok ülkede de farklı içeriklerde ve boyutlarda görülebilmektedir.
Kayıp, yani yatırımın risklerini yaşamış ve bir daha yatırım yapmayan yatırımcılar, genellikle hisse senedi piyasasından kaynaklanan olumsuz tecrübelere sahiptirler. Bu nedenle, finansal piyasalar içerisinde hisse senedi piyasası, belki de diğer piyasalara göre, bireysel yatırımcılar açısından en çok düşünülmesi ve dikkat edilmesi gereken piyasadır. Bu durum, Türkiye için geçerli olduğu gibi gelişmiş ülkeler dahil dünyada pek çok ülke için de geçerlidir.
Ancak tasarruf sahiplerinin, yatırım hataları nedeniyle kaybettikleri ve kayıp yatırımcı durumuna düştükleri piyasa sadece hisse senedi piyasası değildir. Türev araçlar piyasası, kaldıraçlı döviz piyasası (foreks) yanında yasal olmayan ponzi finans gibi pek çok işlemde tasarruf sahipleri paralar kaybetmiştir. İnternet ortamı, bu anlamda paraların kaptırıldığı yüzlerce yatırım tuzağı ile doludur.
Durum bu iken, yatırım sahipleri için uygulanacak en iyi strateji, temel yatırım kurallarından taviz vermemek ve günlük hayatın akışında aklımızı çelen olaylara karşı sürekli temel yatırım kurallarını hatırlamaktır. Böylece, kendi paramızla huzursuz olmaktan kurtulur, geleceğe güvenle bakarız.
KAYNAKLAR
1) Sancak, Ethem; Bireysel Tasarruf ve Yatırımları Koruma Rehberi, Gazi Kitabevi, Mart 2012.
2) Pardoe, James; How Buffett Does It, McGraw-Hill, 2005.
Bu yazı Ethem SANCAK (Görevi: Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi Başkanı) tarafından, 10 Nisan 2012 Salı tarihinde yazılmıştır.